SEO 2025: Oyunun Kuralları Değişiyor, Sen Hazır mısın?
SEO …
Hadi itiraf edelim, hepimiz Google’ın o sihirli ilk sayfasında olmak istiyoruz. Orada olanların ne kadar çok trafik aldığını, nasıl satış yaptığını görüp iç geçiriyoruz. Peki bu işin sırrı ne? Cevap basit aslında: SEO. Ama öyle herkesin anlattığı gibi değil, 2025’e özel, güncel, işe yarar bir SEO.
SEO, yani Arama Motoru Optimizasyonu, web sitenizin arama motorlarında -en başta Google olmak üzere- ücretli reklamlar dışında organik olarak daha üst sıralarda çıkması için yapılan tüm çalışmaların bütünü. Bu yazıda sadece “SEO nedir?” sorusunu cevaplamayacağız, aynı zamanda bu işin 2025’te nasıl yapıldığını, nelere dikkat etmen gerektiğini, kafandaki tüm soru işaretlerini beraber sileceğiz.
Biliyorum, bu konuda kafan karışık. Herkes farklı bir şey söylüyor. Kimisi “sadece backlink” diyor, kimisi “içerik her şeydir”de ısrar ediyor. Aslında ikisi de haklı, ama resmin sadece bir parçası. Gerçek şu ki, başarılı bir SEO stratejisi, bir puzzle’ın tüm parçalarını doğru yere koymak gibi. Eksik bir parça, tüm emeğin boşa gitmesine neden olabilir.
Neyse… Lafı fazla uzatmadan, hadi bu yolculuğa birlikte çıkalım. Bu yazıyı okuduktan sonra SEO’ya dair kafandaki birçok soru cevap bulacak ve hemen işe koyulmak isteyeceksin. Emin ol.
Ha bu arada, takıldığın yer olursa yorumlara yazmaktan çekinme, beraber çözelim.
Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) Gerçekten Ne Anlama Geliyor?
SEO’yu anlamak için önce onun ne olmadığını anlamak lazım. SEO bir sihirli değnek değil, bir kısayol hiç değil. Daha çok, sabırla ve emekle işlenen bir sanat eseri gibi. Temelleri sağlam atılmış, stratejik bir yatırım.
SEO’nun Temel Tanımı ve Özü
Aslında SEO’nun tanımı oldukça net: Web sitenizin arama motoru sonuç sayfalarında (SERP’ler) daha görünür olması için yapılan teknik, içerik ve pazarlama çalışmalarının tümü. Amaç, sitenize daha fazla -ve en önemlisi nitelikli- ziyaretçi çekmek.
Burada kritik olan nokta şu: SEO bir kerelik bir proje değil, sürekli devam eden bir süreç. Google’ın algoritmaları sürekli değişiyor, rakipleriniz durmuyor, kullanıcı alışkanlıkları evriliyor. Dolayısıyla, SEO çalışmalarınız da bu değişime ayak uydurmak zorunda.
Bana sorarsan, SEO’yu bir maraton gibi düşün. Sprint değil. Hızlı başlayıp pes edenler değil, sabırla koşmaya devam edenler kazanıyor bu oyunu.
Neden İngilizce Kısaltma Kullanıyoruz?
Çoğu kişi “Arama Motoru Optimizasyonu” demek yerine neden SEO dediğimizi merak ediyor. Aslında basit: Global bir terim. Tıpkı URL, HTML gibi, SEO da dijital dünyanın ortak dili haline gelmiş durumda. “Search Engine Optimization”ın kısaltması.
Türkçe karşılığını kullansak da, özellikle uluslararası kaynakları araştırırken, raporlama yaparken bu kısaltmayı bilmek işini oldukça kolaylaştıracak. Ama müşterilerine veya teknik olmayan bir ekibe anlatırken “Arama Motoru Optimizasyonu” demek her zaman daha anlaşılır olur.
SEO’nun İş Dünyasındaki Yeri
Bugün herhangi bir işletme için online görünürlük hayati önem taşıyor. Düşünsene, bir ürün arıyorsun. Nereye bakıyorsun? Tabii ki önce Google’a. İşte tam da bu nedenle, bir işletmenin Google’da ilk sayfada, hatta mümkünse ilk sıralarda çıkması, onun için adeta bir can simidi.
Aslında SEO doğru yapıldığında, diğer pazarlama kanallarına kıyasla en yüksek getiriyi sağlayan kanallardan biri. Niye mi? Çünkü arama yapan kişi aktif olarak bir çözüm, bir ürün, bir cevap arıyor. Yani zaten satın alma niyeti olan birini sitene çekiyorsun. Bu kadar değerli bir trafik kaynağı için emek harcamak gerçekten değer.
Bu kısım için mini kontrol listesi:
- [ ] SEO’nun bir süreç olduğunu ve sabır gerektirdiğini kabul ettin mi?
- [ ] Temel terminolojiye (SEO, SERP gibi) hakim misin?
- [ ] SEO çalışmalarının işine uzun vadede nasıl katkı sağlayacağını netleştirdin mi?
SEO Neden Bu Kadar Kritik Bir Öneme Sahip?
Şimdi gelelim asıl meseleye… Neden bu kadar uğraşıyoruz? Neden vakit, emek, bazen de bütçe harcıyoruz bu iş için? Cevabı basit: Çünkü işe yarıyor. Hem de inanılmaz derecede.
Organik Trafiğin Gücü ve Kalitesi
Organik trafik, yani arama motorlarından ücretsiz gelen ziyaretçiler, genellikle en kaliteli trafik kaynağı olarak kabul edilir. Bunun nedeni, bu kullanıcıların spesifik bir ihtiyaçla sana gelmesi. Bir şeyler satın almak, bir sorununa çözüm bulmak veya bir konuda bilgi edinmek istiyorlar.
Öte yandan, sosyal medya veya banner reklamlardan gelen trafik daha pasiftir. Kullanıcı kaydırırken, içerik tüketirken rastgele sitene tıklayabilir. Ama arama motorlarında durum farklı. Orada bir arama niyeti var. Bu niyeti doğru anlayıp, doğru cevabı verirsen, dönüşüm oranların inanılmaz artar.
Bir düşün: “en iyi kahve makinesi” araması yapan biri, büyük ihtimalle satın alma sürecine çok yakın. Ama “kahve makinesi nasıl temizlenir” arayan biri, belki bir sorununu çözmeye çalışıyor. İkisi de değerli, ama sundukları fırsatlar farklı.
Rekabette Öne Geçmenin Anahtarı
Sektöründe faaliyet gösteren binlerce, on binlerce web sitesi olduğunu düşün. Hepsi aynı müşteri kitlesi için yarışıyor. Peki sen nasıl öne çıkacaksın? Cevap, görünür olmakta yatıyor. Görünürlük de çoğunlukla arama motorlarından geliyor.
Bir istatistik paylaşayım: First Page Google sonuçlarının, tüm tıklamaların %71’ini aldığı tahmin ediliyor. İkinci sayfa ise sadece %5’in altında. Yani, ilk sayfada değilsen, neredeyse yoksun. Bu kadar net.
Rakiplerinin hepsi SEO yapıyorsa ve sen yapmıyorsan, adeta silahsız savaşa giriyorsun gibisin. Belki ürünün daha kaliteli, belki hizmetin daha iyidir, ama eğer insanlar seni bulamıyorsa, bunun bir önemi kalmıyor maalesef.
Maliyet Etkinliği ve Uzun Vadeli Getiri
Evet, SEO çalışmaları zaman alır ve emek ister. Ancak, uzun vadede düşündüğümüzde, getirisi en yüksek pazarlama kanallarından biridir. Google Ads’te, her tıklama için ödeme yaparsın. Ama organik bir sıralama elde ettiğinde, o pozisyondan aylarca, hatta yıllarca sürekli trafik almaya devam edersin, ücretsiz olarak.
Tablo: SEO vs. Google Ads Karşılaştırması
Özellik | SEO | Google Ads |
---|---|---|
Maliyet | Zaman/Emek | Tıklama Başı Ödeme |
Etki Süresi | Uzun Vadeli | Kampanya Süresiyle Sınırlı |
Trafik Kalitesi | Genellikle Yüksek | Hedeflemeye Bağlı |
Sürdürülebilirlik | Yüksek | Düşük (Bütçe Biterse Trafik Biter) |
Bu tabloyu gördükten sonra, neden SEO’ya yatırım yapmamız gerektiğini daha iyi anlıyorsun değil mi? Unutma, bu bir “ya/veya” seçimi değil. Hem SEO hem de Ads birlikte harika çalışabilir. Ama temel, sağlam bir SEO altyapısıdır.
Kısa Özet: SEO, uzun vadeli, sürdürülebilir bir büyüme motorudur. Nitelikli trafik getirir, rekabet gücünü artırır ve diğer kanallara kıyasla yüksek ROI sunar. Bu konuda bir adım atmak istersen, hangi anahtar kelimelerde görünür olmak istediğini listelemekle işe başlayabilirsin.
SERP’i Anlamak: Oyun Sahasını Tanımak
SERP, yani Arama Motoru Sonuç Sayfası, SEO dünyasının merkez üssü. Burayı anlamadan, doğru hamleler yapmak neredeyse imkansız. SERP, Google’da bir kelime arattığında karşına çıkan sonuçların tamamı. Ama artık o kadar basit değil…
SERP’in Anatomisi: Sadece 10 Mavi Link Değil
Eski günlerde SERP’ler sadece 10 mavi link, birkaç reklam ve belki bir resimden oluşurdu. Günümüzde ise bir arama, onlarca farklı sonuç öğesi getirebiliyor. “Zengin Snippet”ler, “Haber Paketleri”, “Yerel Paketler”, “Görsel Sonuçları”, “Sık Sorulan Sorular” bölümü… Liste uzayıp gidiyor.
Bu çeşitlilik, hem bir fırsat hem de bir tehdit. Fırsat çünkü geleneksel organik listelerin dışında daha fazla yer kapma şansın var. Tehdit çünkü kullanıcının dikkati daha fazla dağılıyor ve bazen aramayı bile sayfadan çıkmadan SERP içinde cevaplayabiliyorlar.
Mesela bir yemek tarifi arıyorsun. Google sana tarifin kendisini, malzemelerini, pişirme süresini direkt SERP’te gösterebiliyor. Bu, kullanıcı için harika, ama site sahibi için trafik kaybı anlamına gelebiliyor. İşte bu nedenle, içeriğini sadece sıralama için değil, bu “özellikler” için de optimize etmen gerekiyor.
Arama Niyetini SERP’ten Okumak
Bir anahtar kelimeyi araştırırken yapman gereken ilk şir, o kelimeyi Google’da aramak ve çıkan SERP’e bakmaktır. SERP, Google’ın bize o aramanın ne anlama geldiğine dair verdiği en net ipucudur.
Örneğin, “en iyi dizüstü bilgisayar” araması yaptığında karşına “Alışveriş” sonuçları ve “İnceleme” yapan bloglar çıkıyorsa, Google bu aramayı satın alma niyeti olarak yorumluyor demektir. Ama “dizüstü bilgisayar ekranı nasıl temizlenir” araması “Nasıl Yapılır” snippet’i ve forum sonuçları getiriyorsa, burada bilgi arayan bir kullanıcı olduğu anlaşılır.
Senin görevin, SERP’te ne tür içeriklerin öne çıktığını görmek ve kendi içeriğini buna göre şekillendirmek. Eğer rakiplerinin hepsi 3000 kelimelik kapsamlı rehberler yazmışsa, senin 500 kelimelik bir sayfayla öne çıkman çok zor. SERP, rakiple rekabet etmenin değil, kullanıcıya daha iyisini sunmanın yolunu gösterir.
SERP’in Dinamik Yapısı ve Sürekli Değişim
Google SERP’leri sabit değil. Mevsimlere, günün saatine, kullanıcının konumuna, arama geçmişine ve en önemlisi algoritma güncellemelerine göre sürekli değişiyor. Bugün gördüğün SERP, yarın aynı olmayabilir.
Bu, SEO’nun neden bir kerelik bir proje olmadığının bir başka kanıtı. İçeriğini yayınlayıp unutamazsın. Düzenli olarak kontrol etmeli, sıralamalarını izlemeli, SERP’teki değişikliklere ayak uydurmalısın. Belki bir zamanlar bilgi amaçlı bir arama, artık satın alma niyeti taşıyordur. Veya Google yeni bir özellik eklemiştir ve sen o özellik için optimize olabilirsin.
Kendi kendime söylenirim hep: “Google uyumuyor, sen nasıl uyuyorsun?” Gerçekten de öyle. Rakip de durmuyor. Sürekli monitor etmek, analiz etmek, adapte olmak zorundasın.
Vaka Çalışması: “Yerel Kafe” Arayışı
Ahmet, İstanbul’da yeni bir kafe açtı. “İstanbul’da en iyi kafe” aramasında çıkmak istiyordu. SERP’e baktığında, “Yerel Paket”in (Harita’daki 3 işletme) en üstte çıktığını, ardından “Best of” listeleri yapan blogların geldiğini gördü. Stratejisini buna göre kurdu. Önce Google İşletme Hesabını optimize etti, müşterilerinden yorum aldı. Ardından, yerel bloglarla iletişime geçip kafesini tanıttı. 3 ay içinde, “Yerel Paket”te görünmeye başladı ve yerinden kahve satışları %50 arttı. İşte SERP analizinin gücü!
Bu bölüm için mini kontrol listesi:
- [ ] Hedef anahtar kelimelerini Google’da arayıp SERP yapısını inceledin mi?
- [ ] SERP’te hangi sonuç öğelerinin (snippet, soru-cevap vb.) öne çıktığını not aldın mı?
- [ ] Arama niyetini SERP’e bakarak doğru yorumlayabildiğinden emin misin?
Arama Motorları Arkada Perde Arkasında Nasıl Çalışıyor?
Bu kısım biraz teknik gelebilir, ama merak etme, en temel haliyle anlatacağım. Arama motorlarının nasıl çalıştığını anlamazsan, yaptığın optimizasyonların bir anlamı kalmaz. Çünkü sen aslında arama motorlarına, “beni anla, beni sev, beni göster” demeye çalışıyorsun.
1. Aşama: Tarama (Crawling)
Her şey, Google’ın örümcekleri (spider/bot) olarak adlandırılan yazılımların, web’deki milyarlarca sayfayı sürekli dolaşmasıyla başlar. Bu botlar, bilinen linkleri takip ederek yeni sayfalar keşfeder ve bu sayfaların HTML kodlarını indirir.
Buradaki en büyük engel, botların sayfana ulaşmasını engellemektir. Kötü bir robots.txt
dosyası, sayfana erişmelerine izin vermeyebilir. Veya site hızın o kadar düşüktür ki, bot sayfanı taramak için yeterli zaman bulamaz ve çekip gider. Bu nedenle teknik SEO dediğimiz şey, öncelikle botlara “buyur, gel, rahat et” demektir.
2. Aşama: Dizine Ekleme (Indexing)
Botlar bir sayfayı taradıktan sonra, o sayfanın içeriği Google’ın devasa veritabanı olan “dizine” eklenir. Dizine eklenmemiş bir sayfa, Google’ın kütüphanesinde olmayan bir kitap gibidir. Kimse onu bulamaz.
Google, sayfanın içeriğini analiz eder. Başlıkları, paragrafları, görselleri, linkleri anlamaya çalışır. Bu aşamada, içeriğinin kalitesi, benzersizliği ve yapısı çok önemlidir. Kopya içerikler, çok ince içerikler veya anlaşılması zor sayfalar dizine eklenmeyebilir veya önemsiz olarak işaretlenebilir.
Şöyle düşün: Google bir kütüphaneci. Sen de bir kitap yazıyorsun. Kitabın kütüphaneye girmesi (dizine eklenmesi) için önce anlaşılır, düzgün ve orijinal olması lazım.
3. Aşama: Sıralama (Ranking)
Bir kullanıcı arama yaptığında, Google dizinindeki milyonlarca sayfa arasından, o aramayla en alakalı ve en yetkin olduğunu düşündüğü sayfaları seçer ve belirli bir sırayla listeler. İşte bu, sıralama aşamasıdır.
Bu sıralamayı yaparken yüzlerce faktörü değerlendirir. Bunların arasında içerik kalitesi, backlinkler, kullanıcı deneyimi, sayfa hızı, mobil uyumluluk gibi birçok sinyal vardır. Her bir arama için bu faktörlerin ağırlığı değişebilir. Örneğin “haber” aramalarında güncellik çok önemliyken, “tarihi bilgi” aramalarında derinlik ve uzmanlık daha kritik olabilir.
Tablo: Arama Motoru Çalışma Aşamaları ve SEO’nun Rolü
Aşama | Ne Olur? | SEO’daki Karşılığı |
---|---|---|
Tarama | Botlar sayfaları bulur ve indirir. | Teknik SEO (Site Hızı, robots.txt, Site Haritası) |
Dizine Ekleme | Sayfa içeriği analiz edilip depolanır. | İçerik Kalitesi, Yapısal Veri, Kopya İçerik Kontrolü |
Sıralama | En iyi sonuçlar seçilip sıralanır. | İçerik Optimizasyonu, Backlink, Kullanıcı Sinyalleri |
Bu süreci anladığında, SEO’ya nereden başlayacağın da netleşmeye başlar. Önce botların seni bulabilsin ve tarayabilsin (Teknik SEO). Sonra içeriğini anlayıp beğensin ve dizine eklesin (İçerik SEO). En son da seni en iyi sonuç olarak değerlendirip üst sıralara koysun (Otörite & Kullanıcı Deneyimi).
Bu üç aşamayı kavramak, SEO yolculuğunda haritaya sahip olmak gibi. Nerede olduğunu ve nereye gitmen gerektiğini bilirsin. Bu konular kafana takılıyorsa, teknik terimlere boğulmadan anlattığımız rehberlere göz atmanı öneririm.
Anahtar Kelime Araştırması: Doğru Hedefi Vurmak
İçeriği olmayan SEO, ceset gibidir. İçerik olmadan da anahtar kelime araştırması, hedefi olmayan silah gibi. Anahtar kelime araştırması, tüm SEO sürecinin temel taşıdır. Yanlış kelimelere odaklanırsan, emeğin boşa gider.
Anahtar Kelime Türlerini Tanımak
Tüm anahtar kelimeler aynı değildir. Genel olarak üçe ayırabiliriz:
- Top of Funnel (ToFu) – Bilgi Amaçlı: “SEO nedir”, “nasıl yapılır” gibi. Çok geniş kitlelere hitap eder, trafik potansiyeli yüksektir, ama dönüşüm oranı düşük olabilir. Marka bilinirliği için harikadır.
- Middle of Funnel (MoFu) – Araştırma Amaçlı: “en iyi SEO aracı”, “SEO ajansı tavsiyesi” gibi. Kullanıcı bir çözüm araştırıyordur. Rekabet yüksektir, ama dönüşüm potansiyeli de fazladır.
- Bottom of Funnel (BoFu) – Satın Alma Amaçlı: “SEO hizmeti satın al”, “Ücretli SEO tool” gibi. Kullanıcı satın almaya hazırdır. Trafik hacmi düşük, ama dönüşüm oranı en yüksek olanlardır.
Stratejin, bu üç kategoriden de kelimeler içermelidir. Sadece BoFu odaklanırsan trafiğin düşük kalır. Sadece ToFu odaklanırsan da çok trafik alırsın ama satış yapamazsın.
Uzun Kuyruk Anahtar Kelimelerin Gücü
“Beyaz eşya” gibi tek kelimelik, son derece rekabetçi anahtar kelimelere “kısa kuyruk” denir. Bunları kırmak yeni bir site için neredeyse imkansızdır. Ama asıl fırsat “uzun kuyruk” dediğimiz, 3-4 kelimeden oluşan daha spesifik aramalardadır.
Örneğin:
- Kısa Kuyruk: “dizüstü bilgisayar” (Çok rekabetçi, niyet belirsiz)
- Uzun Kuyruk: “oyun için en iyi 15 inç dizüstü bilgisayar önerileri 2025” (Az rekabetli, niyet çok net)
Uzun kuyruk kelimeler, toplam arama trafiğinin çok büyük bir kısmını oluşturur. Ayrıca, arama niyeti çok net olduğu için dönüşüm oranları inanılmaz yüksektir. Yeni başlayan biriysen, kesinlikle uzun kuyruk kelimelerden başlamalısın.
Anahtar Kelime Araştırma Sürecinin Adımları
- Beyin Fırtınası: Sektörün, ürünün, hizmetin ve hedef kitlenle ilgili akla gelebilecek tüm terimleri, soruları not al. Müşterilerinden gelen mailler, sorular bu konuda altın değerindedir.
- Anahtar Kelime Araçlarını Kullan: Google Keyword Planner, Ahrefs, SEMrush, Moz Keyword Explorer gibi araçlarla bu listeyi genişlet. Hacim, rekabet zorluğu (KD), tıklama oranı (CTR) gibi metriklere bak.
- Rakip Analizi: Rakip siteler hangi kelimelerde sıralama alıyor? Hangi içerikler onlara trafik getiriyor? Bu, senin için harika bir fikir kaynağı olacaktır.
- Kümelenme ve Gruplama: Benzer konudaki anahtar kelimeleri bir araya getir. Her bir küme için ayrı bir sayfa oluşturmayı planla. Aynı konudaki 10 farklı kelime için 10 farklı sayfa yapmak yerine, hepsini kapsayan tek bir kapsamlı sayfa yapmak her zaman daha iyidir.
- Niyet Kontrolü: Son olarak, listeledigin her bir anahtar kelimeyi Google’da ara ve SERP’e bak. Gerçekten hedeflediğin niyete uygun mu? Değilse, listeden çıkar.
Bu süreç biraz zaman alıcı, ama en değerli yatırımlarından biri olacak. Yanlış kelimeler üzerine bina kurmak gibi bir şey. Temel sağlam olmazsa, her şey çöker.
İstatistik: Yapılan bir araştırmaya göre, uzun kuyruk aramaları, tüm web aramalarının %70’inden fazlasını oluşturuyor. Bu, göz ardı edemeyeceğin kadar büyük bir pastanın orta ve uzun kuyrukta olduğunu gösteriyor.
Bu bölüm için mini kontrol listesi:
- [ ] Farklı aşamalardaki (ToFu, MoFu, BoFu) anahtar kelimeleri listeledin mi?
- [ ] Uzun kuyruk anahtar kelime fırsatlarını araştırdın mı?
- [ ] Anahtar kelimelerini konu kümelerine ayırıp her biri için bir içerik planı oluşturdun mu?
Site İçi SEO: Ev Sahibi Olarak Sorumluluklarını Yerine Getirmek
Site içi SEO, kendi web sitende yaptığın, arama motorlarının seni anlamasına ve sevmesine yardımcı olan tüm iyileştirmelerdir. Evinin temiz, düzenli ve misafirlerini memnun edecek şekilde olması gibi düşün.
Teknik SEO’nun Temel Taşları
Teknik SEO, sitenin arka planında çalışan, kullanıcıların direkt göremediği ama botların çok sevdiği optimizasyonlardır.
- Site Hızı: Bu artık bir lüks değil, zorunluluk. Google, yavaş açılan siteleri cezalandırıyor. Ayrıca, kullanıcı deneyimi için de kritik. Sayfa yüklenme süresindeki 1 saniyelik gecikme, dönüşüm oranlarını %7’ye kadar düşürebiliyor. Görsel optimizasyonu, önbellekleme, iyi bir hosting seçimi hız için yapabileceğin en temel şeyler.
- Mobil Uyumluluk: Google artık öncelikle mobil indeksleme yapıyor. Yani, siten önce mobilde harika görünmeli ve çalışmalı, sonra masaüstünde. Tıklanabilir öğelerin boyutu, yazıların okunabilirliği, kaydırma kolaylığı mobilde çok önemli.
- Site Yapısı ve URL: Temiz, anlaşılır ve mantıklı bir URL yapın kullan.
siteadi.com/urun/urun-adi
gibi. Karmaşık, parametreli URL’lerden kaçın. Ayrıca, sitende bulunan her sayfanın, başka bir sayfadan en fazla 3-4 tıklama uzakta olmasına özen göster. Bu, hem kullanıcı hem de botlar için gezinmeyi kolaylaştırır.
İçerik Optimizasyonu ve Kullanıcı Deneyimi
İçerik, kraldır derler. Evet, ama sadece doğru şekilde optimize edilmiş içerik.
- Başlık Etiketleri (H1-H6): Her sayfada sadece bir tane H1 etiketi olmalı ve sayfanın ana konusunu net bir şekilde anlatmalı. H2, H3 gibi alt başlıklarla içeriği mantıklı bir hiyerarşiye oturt. Bu, hem okunabilirliği artırır hem de botlara içerik yapısı hakkında sinyal verir.
- Meta Açıklama: SERP’te başlığın altında çıkan kısa açıklamadır. Kullanıcıyı tıklamaya ikna edecek, öz bir özet niteliğinde olmalı. Anahtar kelimeni doğal bir şekilde içermeli.
- Görsel Optimizasyonu: Görseller, SEO’da sıklıkla unutulur. Ama “Görsel” arama sonuçları da ciddi trafik kaynağı olabilir. Görsellerini sıkıştırarak boyutunu küçült. Dosya isimlerini anlamlı hale getir (örneğin,
kahve-makinesi-temizleme.jpg
). En önemlisi,alt
etiketlerini mutlaka doldur. Bu etiket, görseli göremeyen kullanıcılar ve botlar için bir açıklama niteliğindedir. - İç Linkleme: Site içindeki diğer ilgili sayfalara link ver. Bu, kullanıcıların sitede daha uzun kalmasını sağlar, botların siteni daha iyi keşfetmesine yardımcı olur ve önemli sayfalarına “link gücü” aktarır. Ama aşırıya kaçma, doğal olmalı.